İNSANLARI TAKLİD EDERSEK

Yavru maymun anne maymuna “ Hep muz mu yiyeceğiz. Bizde insanlar gibi Ara sıra da hamburger yiyelim.” demiş.

Anne maymun, “Taklit bizim karakterimizdir. Ama insanları taklit edersek hastalıklarına yakalanırız. Şişman ve pişman maymunlar olmayalım.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

GÖNÜL SOHBETİ YOKSUNLUĞU

Aslan bir gün yalnızlıktan hüzünlenmiş, bir gönül sohbetini özlemiş. Tilkiyi çağırmış, sonra ona “Çok yalnız hissediyorum kendimi. Ben hep musahip istiyorum ama karşıma hep muhasip çıkıyor.” demiş.

Tilki düşünmüş sonra, “çıkar efendim, çıkar efendim, neticede her şey çıkar efendim.” demiş

(Musahip: Sohbet eden- Muhasip:Hesap yapan)

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

TERCİH SEBEBİ

Köpeği kıskanan öküz, “ şu insanları anlamıyorum, niye insanları bırakırlarda köpekle dostluk kurarlar “demiş.

Köpek kızmış, sonra “Bizde yalan olmaz, riya olmaz, ihanet olmaz, dedikodu olmaz. Şeytanın en büyük özelliği olan kibir olmaz. Oysa bunlar insanlarda var. Bizdeki vefa, sevgi, içtenlik sanırım dostluk için yetiyor.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

HASTALIKLI YALANMAK

Köpeğe “Niye yalanıp duruyorsun?” demişler.

Köpek kızmış, “Bizim tükürüğümüz antiseptik içerir. Yalanarak tedavi oluruz. Biz insanlar gibi dalkavukluk ruhuyla yalanmayız. Bizim yalanmamız sağlık işareti, insanların yalanması hastalık işaretidir.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

HERKESİN GİTTİĞİ BİR YER VARDIR

Ördek yavrusu  bir bülbülün güle gittiğini görünce annesine sormuş, “Niye bülbül güle gidiyor da biz göle gidiyoruz?”

Anne ördek cevap vermiş. “Herkesin gittiği bir yer vardır. Tavuk küle, deve de çöle gider. Önemli olan, nereye gidersen git, güle güle gitmektir ama dikkat edeceğin şey kim vurduya gitmemektir.”

Durdu GÜNEŞ

Her güne bir fıkra 

KARGA GÖZÜNÜ AÇARSA

Tilki daldaki kargayı görmüş ve ağzındaki peyniri düşürmesi için iltifata başlamış. “Sesin ne kadar güzel.” 

Karga ağzındaki peyniri kanatlarının arasına almış, sonra tilkiye dönüp,” Sesimin güzel olduğunu biliyorum. Senin anan güzel mi?” demiş. 

Tilki şaşırıp “nerden çıktı bu” deyince karga “Artık aptal karga fıkrasına kimse gülmüyor. Birazda uyanık geçinen aptal tilki fıkrasına gülsünler.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

ASLANIN DAYANILMAZ YALNIZLIĞI

Aslan çok hüzünlenmiştir. Tilkiye gizli derdini açar. “Biliyor musun, aslında çok yalnızım. Herkes beni seviyor gibi görünüyor. Ama etrafımdakilerin güler yüzü, gerçekten gülümseme midir yoksa sırıtma mıdır? Bundan emin olamıyorum. Sence bunu test etmenin bir yolu var mıdır?”

Tilki ağır ağır konuşarak cevap verir. “Bunu sana felsefe değil hayat öğretir. İktidardan bir kere düş de gör o zaman, kim gülüyor kim sırıtıyor anlarsın.”

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

HERKESİN GERÇEKLİĞİ KENDİNE

Bir gün karga ile kırlangıç aynı dala konmuşlar. Kırlangıç konu açmak için söze başlamış. “Aslında hiçbir zaman bir araya gelmeyiz. Bir arkadaşlığımız da yok. Ama bir bakıyorsun. Durdu Güneş bizi bir araya getirmiş sohbet ettiriyor. Hikâye bunlar.”

Karga yakınmaya gerek yok der gibi cevap vermiş. “Nasıl ki bizim hayatımızın kendine mahsus gerçekliği varsa insanlarda hikâye yazarak gerçekliklerini yansıtırlar. Bunun kargaya, kırlangıca bir zararı yoktur. Varsın Durdu Güneş yazsın.”

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

GÜVEN VERMENİN BÖYLESİ

Aslan dolaşırken bir bakmış ki, tilki abdest alıyor, bir an garipsemiş ve sormuş, “Hayırdır tilki kardeş, hidayete mi erdin? Bu ne iştir?”

Tilki aramızda kalsın der gibi sesini kısarak cevap vermiş. “Tavuklarla safları sıklaştırmam için biraz güven artırıcı etkinlik yapmam lazım.”

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

HERKESİN EĞLENCESİ BAŞKA

Su samuruna “Balıkları yakaladıktan sonra oyun olsun diye suya bırakıp bırakıp tekrar yakalıyormuşsunuz, öylemi?” demişler.

Su samuru, “Bir gün bir kedinin fareyle oynadığını gördüm. Modelleme usulüyle bende bu oyunu kendimize uyarladım.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

EVRİM GEÇİRİP NE YAPACAĞIZ?

Hamam böceğine “Siz hiç evrim geçirmemişsiniz, doğru mu bu?” demişler.

Hamam böceği, “Evrim geçirip de ne yapacağız? Hiç olmasın b.k böceği gibi değiliz. Hamam gibi temiz bir böceğiz.” demiş

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

TİLKİ TAVSİYELİ YÖNETİM

Aslanla tilki sohbet ediyordu. Aslan yönetim sorunlarından bunalmış şekilde tilkiye dert yandı. “Kral olarak zorluklar yaşıyorum. Zaman zaman hayvanlar âleminde kargaşa oluyor. Hep kaba gücümü kullanarak yönetmek benim saygınlığımı azaltıyor. Ne yapmam gerek diye düşünüyorum?”

Tilki her zamanki kurnazlığıyla çözüm önerdi. “Önce hayvanları cinslerine göre gruplamak gerek. Kurtlar, çakallar, zebralar gibi. Her grubun başına genç ve bilgisiz birini getirirsin. Onlar hem sana daha iyi itaat eder ve emirlerini sorgulamadan yerine getirir hem de hemcinslerine kötü davranacaklarından sana rahmet okutturur. Böylelikle hem dilediğin gibi yönetmiş olursun, hem de zorbalık senden bilinmez.”

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

MEVZUAT BÖYLE EFENDİM

Aslan tilkiyle sohbet ederken, imajı konusunda sıkıntılarından dert yandı “Gücümüz herkese yetiyor. Dilediğimiz hayvanı avlıyoruz ve yiyoruz. Ancak adımız zalime çıkıyor. Ne yapmamız gerek?”

Tilki, çok kolayı var der gibi söze başladı. “Sen ne de olsa ormanın kralısın. Dilediğin yasayı çıkarırsın. İstediğin hayvan türlerine göre bir vergi koyarsın. Yemek listene göre vergi olarak bir hayvan istersin. Yoksa cebren tahsilât yapılacaktır dersin. Böylelikle bir avlanma bir zalimlik değil bir yasallık söz konusu olur. İtiraz eden olduğunda mevzuat böyle efendim dersin çıkarsın işin içinden.”

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

EZBER MARİFET DEĞİL

Bilge baykuş papağanla sohbet ederken, papağan, “Her duruma uygun cevapları ezberledim. Artık hazır cevap biriyim. Kimse benimle tartışamaz.” demiş.

Bilge baykuş bir süre düşündükten sonra, “Önemli olan hazır cevaplılık değildir. O bir hafızlık işidir. Asıl olan her cevabı hazırlayacak zekân var mı? Sen ona bak.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

HAKKINDA AYET Mİ VAR?

Kurda, “Aç kalınca niye insanlara saldırıp onları yiyorsun?” demişler.

Kurt, “Niye yemeyim, insan yemek kurda haramdır diye bir ayet mi var sanki” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

KİM NANKÖR

Yavru kedi annesine sorar, "Anne insanların yolları üzerindeki reflektörler bizim gözlerimizden esinlenerek yapılmış doğru mu?" demiş.

Anne kedi, "Sorma bu insanoğlu yolunu bile bizim gözlerimizden yararlanarak bulur da kadir kıymet bilmezler. Birde üstüne üstlük bize nankör derler." demiş.

Durdu GÜNEŞ
(Her güne bir fıkra)

ASLANIN YÖNETİMİ

Aslana uzun süre krallık yapmasının haksızlık olduğunu söylemişler.

Aslan düşünmüş düşünmüş sonra, “Öyle söylemeyin. Benim sürekli kral olmam yönetimde istikrar demektir. Eğer siz demokraside istikrarı kastediyorsanız o da benim ilgi alanıma girmez.” demiş

BAYKUŞUN GÜLME SORUNU

Baykuşa "Niçin hiç gülmüyorsun?" demişler.
Baykuş, "Ya göz bebeklerimiz araba farı gibi ortaya sabitlenmiş, gülsek de anlaşılmıyor." demiş

Durdu GÜNEŞ


(Her güne bir fıkra)

KORUNMA YÖNTEMİ

Bir bukalemun arkadaşına merakla sordu. "Biz düşmanlarımızdan korunmak için bulunduğumuz yere göre renk değiştiriyoruz.
Yani maksadımız sadece hayatta kalmak içindir. İnsanlar niye bukelemunluk yaparlar anlamıyorum."
Diğer bukalemun bilgece cevap verdi. "Hukuk düzenini kaldırırsan vahşi tabiat düzeninden bir farkı kalmaz. Onun için hukuk düzeninin olmadığı yerde  bizim bu korunma yöntemimiz insanlar için de iyi bir modeldir."

                                                                             Durdu GÜNEŞ


(Her güne bir fıkra)

İNSANLARA BAKMA

Bir domuz diğer arkadaşına dert yanıyordu. “insanların domuz ismini hakaret sıfatı olarak kullanması zoruma gidiyor.”

Arkadaşı teselli etmeye çalıştı. “Ya boş ver bu insanları. Bu gün domuzu hakaret sıfatı olarak kullanırlar,  yarın yaratılanı hoş gör yaratandan ötürü der,  çıkarlar.” demiş.

Durdu GÜNEŞ

(Her güne bir fıkra)

YAŞAMA BECERİKSİZLİĞİ

Akrebe "Etrafını çevirince kendi kendinizi sokup intihar ediyormuşsunuz, doğru mu bu?" demişler.

Akrep, "Sıcaktan metabolizmamız bozuluyor, kasılıp ölüyoruz. İnsanlar herşeyi kendilerine benzetip efsane üretiyor. İntihar bir yaşama beceriksizliğidir ve bir tek insanlarda olur." demiş.

FAZLA BİLGİ SENDROMU

Kediye "Bir tek fare yakalamayı biliyorsun." demişler.

Kedi, "Ne yapayım, sizin gibi fazla bilgi sendromu yaşamıyorum. Tek ama faydalı bilgiden yanayım." demiş

BİZ FESAT BİLMEYİZ

Peygamberdevesine “Önayaklarını havaya kaldırıp dua ediyor gibi duruyor, oysa avlanmak için bunu taktik olarak kullanıyormuşsun, bu aldatma değil mi?” demişler.

Peygamberdevesi,  Ben ön bacaklarımı havaya kaldırıp Allahtan bana av  göndermesi için dua ediyorum. Allah da dualarımı kabul ediyor. İbadeti aldatmak için kullanma fesatlığı insana ait bir özelliktir.” demiş.

BİZ İNSANLAR GİBİ DEĞİLİZ

Gergedana “ Çamur banyosundan çok hoşlanıyormuşsunuz, bu doğru mu?” demişler.

Gergedan, “Biz çamuru vücut ısımızı dengelemek ve böceklerden korumak için kullanıyoruz. İnsanlar gibi ne çamurluk yapıyoruz nede başkalarına çamur atıyoruz.” demiş.

GERİ GİDEN TEK HAYVAN DEĞİLİZ

Sinek kuşuna “Siz geri geri giden tek hayvanmışsınız, bu doğru mu?” demişler.

Sinek kuşu “Geri geri uçtuğumuz doğru ama tek hayvan olduğumuz doğru değil. Sürekli geri geri giden insanlar da var.” demiş

BİZDE SİZE UYDUK

 Martıya “Tuzlu suyu içtikten sonra, içinizde tuzunu filtre ediyormuşsunuz, bu doğru mu? “ demişler.

Martı “Ne yapalım. Siz üç zararlı beyazdan biri diyorsunuz. Bizde size inandık sistem geliştirdik.” demiş.

(Her güne bir fıkra)

Durdu GÜNEŞ